Pi’nin Yaşamı Film İncelemesi

Filmimiz, babasının arkadaşının havuz sevdası yüzünden Fransa’nın en görkemli havuzundan gelen “Pisil Moritel Patel” isimli kahramanımız macerasını anlatıyor. Kendisine kötü hakaret edilmemesi için “Pi” olarak ismini anlatıyor ve bunun için çok çaba sarf ediyor. Annesi ve babası hayvanat bahçesi işleten Pi, küçüklüğünden beri Dünya’yı keşfetmeye çalışan ve bunu da din, hayvanlar ve müzik gibi birçok alanla keşfetmeye çalışmaktadır. İlk aşkıyla tanıştıktan kısa bir süre sonra ülkesi Hindistan’dan ailecek ayrılmak zorunda kalıyorlar. Yaptıkları gemi yolculuğunda gemileri büyük bir fırtınayla batarken Pi, filikaya atlayıp ailesini de istemeden ve üzülerek arkasında bırakmak zorunda kalıyor. Gemiden birkaç hayvanla beraber filika içinde yaşamaya başlıyor. Kısa bir süre sonra kaplan ile baş başa kalıyor. Filikaya bağlı olarak biraz uzakta yaşıyor ama uzun uğraşlar sonucu kaplan ile filikada yaşamaya başlıyor. Çıkan büyük bir fırtınayla beraber Pi ve kaplan bir adada gözlerini açıyorlar. Düştükleri mirket dolu etobur bu adayı keşfetmeye burada karınlarını doyurmaya başlıyorlar. Ancak bu adada yanlış bir şeylerin olduğunu fark edip başka bir adaya yolculuk yapıyorlar. Pi, bu adada kaplan tarafından terkedilip kısa bir süre sonra insanlar tarafından ölmeye yakın kurtarılıyor.

Filmde ilk dikkatimi çeken kısım, kaplanı beslediği sahne oldu. Aslında kendi hislerini kaplan tarafından hissedildiğini gördü ancak buna babası karşı çıktı. Pi hayvanların bir ruhu olduğunu görmesi, bilmesi ama babasının bunu canlı bir keçiyi yem ederek göstermesi çok üzücü bir olaydı.

Filikada yaşamaya başladığı ilk zaman ailesinin onu kurtarmaya geleceğine olan inancı büyük bir umuda sahip olduğunu göstermektedir. Gemi su aldığında ailesi uykuda olduğundan kurtulma ihtimali çok çok düşük olduğunu bilmesine rağmen ailesine olan inancının büyük bir göstergesidir.

Okyanus yüzeyini deniz anaları kaplamış, harika bir görüntü oluştururken bir anda balinanın gelip Pi’nin tüm erzakını yok etmesi çok üzücü bir olaydı. Pi bu durum karşısında artık kaplan ile yaşaması gerektiğini fark etmesi onun ne kadar cesur olduğunu bizlere bir kez daha göstermiş oldu.

Aynı zamanda filmde İletişimin ve eğitiminde önemi vurgulanıyor. Bu sayede bir kaplanla aynı filikada hayatta kalabiliyor. Pi’nin geçmiş yaşamında kıymetini bilmediği en küçük şeylerin şimdi hayatının en önemli hazineleri olduğunu ve önceleri korktuğu kaplanın yanında olmasının onu yaşama karşı tetiklediğini görüyoruz. Pi bir süre sonra kendi ve kaplan arasındaki benzerlikleri fark ediyor ve büyük yaratıcı olan tanrının karşısına birlikte çıktıklarını düşünüp kaplanı bir yol arkadaşı olarak görüyor.

Her şeye rağmen umudunu kaybetmemenin önemini bilen Pi’nin denizde batan geminin yanılsamasını görmesi, Sonrasında fırtınada kaybettikleri ve tanrıyla olan yüzleşmesi, ona sunduğu teslimiyet sonrasında umutlarının tükendiği bir anda tekrar hayata bağlanıp bir adaya ulaştığı kısım umudumuzu asla kaybetmememiz gerektiğini gösteriyor. Adaya ulaştıktan sonra adada olanları görmesi sonucu tanrının hala onu gözettiğini görüp insanın inanmaya olan ihtiyacı vurgulanıyor.

Kurtulduğunda hastaneye gelen sigorta memurlarına hikayesini anlattığında memurlar beğenmiyor. Pi hikayesini tekrar anlatıyor. Bu sefer ilk başta beraber kaldığı hayvanların yerini insanlar, kaplan yerineyse kendini koyuyor. Memurlar çok beğenmese de burada gerçekliği değil de onların istediğini anlatmasını görüyoruz. Gerçekte de böyle insanlar doğruları belki mecburiyet belki yalanlardan dolayı duymak istediklerine tercih etmiyor.

Aslında insan umudunu kaybettiğinde, yaşamı sonlanır.

İbrahim Can ERDOĞAN