Netflix: Bu İş Asla Tutmaz Kitap İncelemesi
Marc Randolph ile Reed Hasting iş arkadaşıdır. Çalıştıkları şirkette CEO’luk görevi sonlanacak olan Reed, yine bu işlere devam etmek istiyordur. Kendi işini kurmak isteyen Marc, arkadaşı Christine ve Te ile fikir üretmeye başlamıştır. Üretilen fikirleri Reed’e sunmaya Reed’te bunları reddetmeye, bu iş tutmaz demeye başlamaktadır. Bir anda gelen video kasetler fikri Reed’in dikkatini çekmiştir. Bu fikri geliştirmeye ve Amazon’u örnek alarak internet ile iş yapmaya başlamak istemişlerdir. Film kiralama yerlerinin sıkıntılarını, eksik yönlerini ve ne yapabileceklerini araştırmaya koyuldular. Kargo ile VHS dağıtarak kiralama düşünselerde bunu DVD kargolama fikrini akıllarına daha mantıklı gelmiştir. Artık fikir için fon bulmaya çalışmaya başlamışlardır. Melek yatırımcısı olan Reed şirketin 5 centten tam dört milyon hissesini satın almıştır. Gerekli ana ekibi oluşturan Marc, artık küçük bir ofiste Netflix için geliştirmelere başlamıştır. DVD satma ve kiralama sitesi olarak açılarak çok önemli bir başarıya ulaştılar. DVD satma işine Amazonun’da girebileceğini öğrendiklerinde Reed, Marc’ı Jeff Bezos ile tanıştırmıştır. Marc Amazon’a şirketini satma fikrinden vazgeçerek artık DVD kiralama işlerine başladılar. Marc, abonelik ile kiralama sistemine ve gecikme ücreti almamaya başlamışlardır. Abonelik sistemi Netflix’i en büyük DVD kiralama devi yapmıştır. Hayalini gerçekleştiren Marc, şirketten ayrılarak artık diğer startuplara danışmalık yapmaya başlamıştır.
Kitapta aslında Marc Randolph’un fikirleri çok dikkatimi çekti. “İyi bir fikrin yanı sıra bin tane de kötü fikrin olmasıdır. Ve bazen aradaki farkı söylemek oldukça zordur demiştir”. Bu düşünce aslında farklı düşüncelerin ne kadar önemli olduğunu, kendi içimizde oluşturduğumuz farklı düşünce yolları gibi başka insanlarında düşüncelerine değer vermemiz gerektiğini anladım. İnsan bir konu hakkında tek bir fikri varsa yani sabit fikirliyse onun kötü bir fikir olup olmadığını sorgulayamaz. Bu sözle fikirlerin karşılaştırma ile iyi veya kötü olduğu, iyi bir fikrin ortaya çıkması için binlerce olmayacak fikirden çıkarılması gereklidir. Bence fikri de değerli yapan da budur. En iyi olmak tüm kötülerin arasından çıkmaktır.
Reed’in CEO’luk görevi sona ermeye yaklaştığında dünyayı değiştirmek istiyorum dediğin de değişimi etkileyen şeyin eğitimle olacağını düşünüyordu. Ben de Reed gibi düşünüyorum. Eğitim aslında sadece okul bünyesinde değil hayatın her alanında etki etmektedir. Bu konuda yapılan hiçbir yatırımın yanlış olmadığını insanın gelişmesi, toplumun gelişmesini böylelikle ülkelerin ve dünyanın gelişmesini sağlayacaktır. Birleşmiş Milletler’inde küresel amaçları içindeki en büyük amacı bu olmalıdır. Dünya ve insanlar için en bilinçli şekilde yetişmiş bir insan topluluğu doğru karar vermede çok daha etkili sonuçlar verirken dünya için en iyisini gözetecektir. İsraf etmeyerek açlığa son vermeye, başka insanlara yardım ederek yoksulluğu sonlandırmaya, küresel ısınmaya çare bulmaya gibi birçok alanda çalışabilir.
Şirket kurarken başlardaki ilk amaçları “fikri benimsetmektir”. Bir şirketin geleceği için insanlar tabiki birçok insanın desteğine, emeğine ihtiyaç duymaktadır. İnsanların devamlı olarak sizin hayaliniz uğruna paralarını, zamanlarını harcaması için onlara fikrinizin ne kadar iyi olduğunu kabul ettirmeniz gerekiyor. Fikrin, gelecekte veya hedeflenen süre içinde başarıya neden, nasıl gibi birçok soruya net cevaplar vererek ilerleyeceğini ve başarıya ulaşacağını düşünüyorum.
Finansman aramaya çıkan Marc’ın, OPM mantığıyla yani “Diğer İnsanların Parası” ile hareket etmesi ilginç bir yaklaşımdır. Burada fikrimize başkalarının parasıyla devam ettirmemiz gerektiğini söylemektedir. Bu düşünce yapısı aslında kendi paramızın, “kötü gün” parası olarak bekletildiği, fikrimizin battığında bize yeni yollar açmasını sağladığını bana düşündürmüştür. Girişimciliğin ne kadar riskli bir seçenek olduğunu da gösterir. Diğer insanlar dediği yatırımcıların parasını etkili bir şekilde kullandığımızda daha büyük yatırımların önünü açmış oluruz. Bu yaklaşım birçok açıdan girişimcilik ve girişimcilik ekosistemi hakkında bilgi vermektedir.
Marc tüm deneyimlerini sığdırdığı “Bu iş asla tutmaz” sözüne karşı “Kimse ne olacağını bilemez” sözü çevrimizdeki olumsuz ve bizi işimize karşı söylenebilecek güzel bir cevaptır. Burada aslında insanların fikirlerine önem vermeyi anladım ama insanlar bu iş tutmaz gibi söylemler kullandığında vazgeçmemekte gerekiyor.
Duş alan herkesin bir fikri vardır, bunla alakalı fark yaratacak bir şeyler yapacak olan kişinin kendisidir.
İbrahim Can ERDOĞAN