İLK 90 GÜN Kitap İncelemesi

ibrahimcanerdogan
4 min readOct 19, 2023

--

Genel Özet

İş hayatında yeni bir evreye geçen çalışanlar birçok faktöre dikkat etmesi gerekmektedir. Ancak asıl kahraman beklentilerin ve hedeflerin gerçekleşmesi ortalama 6 ay sürmesi planlan bir yöneticidir. Firmanın tüm ilgili kademeleri bu yöneticiden yani kahramandan kısa sürede harikalar yaratmasını bekleyebilir. Kitap iş hayatında özellikle üst düzey seviyelerin geçiş döneminde ilk 90 Gün dikkat etmesi gereken deneyimleri ve alması gereken aksiyonların yol gösterici niteliktedir. Bir yönetici başarıyı elde etmek için geçiş döneminde planlarına sadık olmalı, akıllıca kararlar almalıdır. Bu dönemde yapacağı faaliyetlerin ilerleyen dönemlerde başarıyı büyük oranda etkileyeceğinden dolayı kitap tümüyle geçiş döneminin birçok noktadan ele almaktadır. Erken hedefi yakalama, ekiple güven ortamının oluşturulması yapılması gereken işlerin başında gelmektedir. Başarıya giden yolda kitap aslında bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini sadece bir dönemde değil yöneticiliğin kilit noktalarıyla birlikte çalışma hayatına uygulanmasını amaçlamaktadır.

Öğrendiklerim

Kitap her ne kadar orta ve üst düzey yönetim konularında rehberlik etme yönünde eğilim gösterdiğinden dolayı pek çok bilgiyi öğrenmeme olanak sağlamıştır. Özellikle Yeni bir göreve getirildiğinde aslında o görevin (üst yönetim) bizden aynı şeyleri yapmamız bekleniyor sanılmaktadır. Bunu yapmak etki yarattığını ilk kısa sürede işe yarıyor gibi görünebilir. Ancak bu konunun ne kadar tehlikeli ve sık yapıldığını öğrendim. Yapılması gereken bizim o göreve eski görevimizi bir an önce terk edip artık eski mevkidaşlarımızla yani yeni astlarımızla olan ilişkileri kontrol altına almamız gerekmektedir. Erken başarının elde edilmesi noktasında eski görev ve ekip arkadaşları görevin sorumluluklarına adaptasyonu zorlaştırmaktadır. Burada tavrımızı doğru bir şekilde ortaya koymamız gerekmektedir. Yeni görevin getirdiği “bir sonuç elde edemiyorum” , “başarıyı sağlayamıyorum” hissi oluşması, görevi bırakmaya hatta kariyerde büyük bir gerilemeye kadar yol açabilmektedir.

Diğer önemli nokta ise bir sorun çıktığında bunun amire başkası tarafından söylenmesine izin verilmemelidir, sorundan haberi olmaması bir hayli sinir bozucu bir durumdur. Sadece sorunlar için de gidilmemelidir. Amir yani üst yöneticinin aklında “problem götüren” biri olarak kalınmasını sağlayacaktır. Asıl yapılması gereken yöneticinin önüne ilerleme planları da koyulmalıdır. İşte bu çok öğrendiğim çok önemli bir çalışma tarzıdır. İlerleme planları kurmak, sorunun varlığını değil çözümün varlığına işaret eder. Bir diğer deyişle probleme kafa yorulduğunu gösterir.

İş hayatı benim için kendi kariyer hedeflerimi gerçekleştirme ve işimi hep daha iyi teslim etme süreci olduğundan dolayı stres benim için kaçınılmaz bir eşlikçidir. Günlük hayatımda ise sürekli olarak ilaçlar ve egzersizler ile tamamen stresten arınmaya çalışıyorum. Kitap sayesinde öğrendiğim ilginç nokta ise stres duygusunun bizi harekete geçirdiğidir. Ben her zaman kurtulmaya çalıştığım bu duygunun benim kariyerimde daha iyisini istememi sağladığını bilmiyorum. Kitapta verilen örnekte de “stres olmasaydı tüm gün yatakta çikolata yiyor olurduk” şeklinde bahsetmesi aslında stresin bir itici güç olduğunu öğrenmemi sağlamıştır. Kendi yaşadığım askerlik tecrübemde de bunu görmüş oldum. Hayatımda teknolojiden uzakta geçirdiğim bu süreç yazılımcı olarak benim epey uzak olduğum bir yaşam tarzıydı. Benim o süreçte iş hayatından kopuk olmam stres seviyemi çok azaltması buna bağlı olarak her zaman düşündüğüm kariyer planlarımı düşünmememe yol açmıştır.

Merak Uyandıranlar

Günlük hayatımda kendimi tanımaya ve işkolik bir insan olmamdan ötürü sürekli önümdeki günlerde adımlarını atacağım işleri planlamaktayım. Kitaplar okuyarak kendimde nelerin eksik olduğunu sürekli olarak empatiyle kendimi keşfetmeye devam etmekteyim. Hergün aklıma gelen fikirleri nasıl, ne zaman, hangi kaynaklarla defalarca düşünerek notlar almaktayım. Kitap bu içerdiği süreçte ele aldığı “SWOT Analizi” ne olduğunu merak ettim. Aslında hayatın her noktasında uygulanabilecek bu analiz yöntemi insanın yolundaki her adımda neler olabileceğini gözler önüne sermektedir. Analiz; fırsatlar, tehditler, güçlü yönler ve zayıf yönler olarak insanın bulunduğu noktada düşünmeyi ve listelemeyi sağlamaktadır. Örneğin; benim güçlü yönüm programlama yeteneğim iken zayıf yönüm maymun iştahlı davranmam olabilir. Kitapta merak uyandırıcı şekilde uygulanan yöntem hayatımın her anında uygulanmaya başlamamı sağlamıştır.

Yaşadığımız dönem sürekli düşünmeyi ve sorgulamayı es geçmemiz için uğraşsa da analiz yöntemleri hem mühendis olmam hem günlük hayatımda düşünceye önem vermemden dolayı tarafımca merak uyandırmaktadır. Etki haritası çıkarmak da daha önce duymadığım bir yöntemdir. İlk 90 gün kitabında bir yöneticinin erken başarıya ulaşması için çevresindeki insanların etki haritasını çıkarmaktadır. Nasıl davranacağımızı, önceliklerimizi, önem sıralamasına kadar birçok önemli noktada birçok noktada fayda saylayacak bir yöntem olduğunu düşünüyorum. İş hayatında içerisinde belli bir etki kümesine sahip olmak ilerleyen dönemde farklı kişiler ile de bağlantıyı bir hayli kolaylaştıracaktır. Açıkçası sevdiğimiz insanlara edeceğimiz yardımlar daha içtenlikle ve daha çok çaba sarf edilerek yapıldığından dolayı etki haritası çıkarmak büyük bir insan ağı elde etmenin de önemli bir anahtarı gibi düşünülebilmektedir.

Hayatımda Alacağım Aksiyon

Kitap bünyesinde birçok dersi barındırmaktadır. Çok fazla insanın kolaylıkla tecrübe edeceği noktaları da içerisinde listelenmiştir. İnsan psikolojisinden, yıpranmasından veya hayatın akışı içerisinde oluşabilecek boşlukları içermese de hayatımda alacağım aksiyonu bir söz ile belirlemiştir. Bu söz; “çekiçle dolaşan her şeyi çivi gibi görür” şeklindedir. Sözden çıkardığım anlamı ise insan eğer zayıf yanlarına sadece odaklanırsa güçlü yanı bir zaman sonra zayıf bir yanı olabilir şeklinde ifade edebilirim. Hayat her zaman güçlü olmayı istemek, çalışmak değildir. Hırs bile insanın bazen kendisine düşman olmasını sağlayabilir. Kendime “benim en zayıf, hassas noktam nedir?” diye sormamı sağladı. Alacağım aksiyonlar da bu yönde olacaktır. Peki “benim güçlü olduğumu düşündüğüm özelliğim nedir?” işte öncelik vereceğim aksiyonlar da bu sorunun cevap(ları) olacaktır. Kendimi tanımamak ilerde çok büyük fırsatları kaçırmamı sağlayacaktır. Benim aslında hayatta tek yapabildiğim, en iyi elimden gelen iş olarak tanımladığım “yazılım” sahip olacağım en büyük zayıflığım olmaması için elimden gelen dikkat ve özeni göstereceğimdir.

İbrahim Can Erdoğan

LINKEDIN

--

--

ibrahimcanerdogan
ibrahimcanerdogan

Written by ibrahimcanerdogan

Hi, My name is Ibrahim, I am developing ebebek android app within Ebebek. I publish various articles in the field of programming and self-improvement.

No responses yet